14 Kasım 2013 Perşembe

PEYNİRİMİ KİM KAPTI?

Umarım beğenmişsinizdir. Şimdi ikinci bölümde sıra. İyi okumalar.
2. BÖLÜM
Koklarca ve Koşarca aynı rutinlerini sürdürüyorlarmış.Her sabah peynir istasyonunun etrafında dolanıyor, kokluyor, koşturup duruyormuş. "Bir değişiklik var mı?"  diye etrafı kolaçan ediyorlarmış. Sonrada oturup peynirlerini yiyorlarmış.Bir gün birde bakmışlar ki peynirden eser yok. Hiç şaşırmamışlar. Çünkü her gün peynirin azaldığını bildikleri için kendilerini bu kaçınılmaz sona hazırlamışlar ve içgüdüsel olarak ne yapacaklarını biliyorlarmış.Hemen boyunlarında hazır olan koşu ayakkabılarını çıkarıp ayaklarına geçirmişler. Çözümleri basitmiş. Peynir istasyonundaki durum değişmiş onların da değişmesi gerekiyormuş. Hiç vakit kaybetmeden yeni peynir arayışına girmişler.

Aynı gün Mırın ve Kırın 'da peynirlerinin yok olduğunu görmüşler."Peynirimi kim kaptı?" diye haykırmışlar. Gözlerine inanamıyorlarmış.Şaşkınlıktan donakalmışlar. Çünkü buna hiç hazır değillermiş. Peynir onlar için çok önemliymiş. Uzun süre ne yapacaklarını düşünmüşler. Hiç bir şey bulamamışlar. Başlarına gelen adaletsizliğe sövüp saymışlar. O gün eve aç ve umutları yıkık bir şekilde gitmişler.

PEYNİR SENİN İÇİN NE KADAR ÖNEMLİYSE , ONU BULMAYI O KADAR ÇOK İSTERSİN..

Ertesi gün İstasyona gitmişler hâlâ peynirlerini bulmayı ümit ediyorlarmış.Ancak durum değişmemiş.Peynir yokmuş.Yine boş sözlerle zaman kaybetmişler. Koklarca ile Koşarca akıllarına gelmiş. "Bizim bilmediğimiz neyi biliyor olabilirler."  diye düşünmüşler. Mırın küçümseyerek "Onlar basit fareler ne biliyor olabilirler ki... Biz insancıklarız, özeliz.Daha akıllıyız." demiş. Kırın "Ama şu anda pek akıllıca davranmıyoruz. Burada bir şeyler değişiyor. Belki bizimde değişmemiz bazı şeyleri farklı yapmamız gerekiyor." demiş.

Kırın bir öneride bulunmuş. "Belki de artık başımıza neden bunlar geldi demektense, yeni peynir aramaya çıkmalıyız, ne dersin?"  

Mırın karşı çıkmış. Çünkü yeni peynir ararken karşısına çıkacak kötü durumları düşününce korkuyormuş.

Bu arada Koklarca ve koşarca labirentte bir ileri iki geri bazen de çıkmaz yollara saparak bıkmadan usanmadan peynir aramışlar. Sonunda aradıklarını bulmuşlar.Şimdiye kadar hiç görmedikleri büyük bir peynir kaynağıymış buldukları.

Mırın ve Kırın hâlâ durum değerlendirmesi yapıyorlarmış.Artık hiç peynirleri olmadığı için çaresizlermiş, giderek daha da öfkelenip birbirlerini suçluyorlarmış.Kırın,  fare dostlarını düşünüyormuş. Onların peyniri bulup bulamadığını merak etmiş. Labirentte ordan ora koştururken çok zorlandıklarına inanıyormuş. Bazen de yeni peynir bulduklarını ve bunun tadını çıkardıklarını HAYAL ETMİŞ. Birden yeni peynir bulmak için labirentte keşif gezisine çıkmanın kendisine ne kadar iyi geleceğini düşünmüş. Nerdeyse peynirin tadını hissediyormuş. Peyniri ne kadar gözünde net canlandırırsa arama isteği o kadar çoğalıyormuş.

Kırın "Hadi gidelim." demiş.

Mırın "Hayır! Burası çok rahat, üstelik dışarısı tehlikeli." demiş.

Kırın,  peynir aramak için ne kadar fikir öne sürse de Mırın' ı hiç ikna edemiyormuş. Başarısız olma korkusu yeni peynir bulma umutlarını yok ediyormuş.

Böylece insancıklar her gün AYNI ŞEYLERİ YAPMAYA DEVAM ETMİŞLER. Olup bitenleri bir türlü kabul etmek istememişler. Her gün gerginlikleri,  huzursuzlukları artmış. Kâbuslar görerek uyanmaya başlamışlar. Açlık ve stres yüzünden giderek güçsüz düşüyorlarmış. Kırın artık sıkılmaya başlamış. Sonunda kendi kendine gülmeye başlamış. "Bana bak Kırın!" demiş.
"SÜREKLİ  AYNI ŞEYLERİ YAPIYORSUN, SONRA DA NEDEN HİÇBİR ŞEY DÜZELMİYOR DİYE SORUYORSUN .DÜZELSE SAÇMALIK OLMAZ MIYDI?"

 Kırın, labirente dönme fikrinden hoşlanmıyormuş. Çünkü kaybolacağından eminmiş. Ama korkunun  kendisine neler yaptığını görünce kendi kendisiyle alay etmiş.Eşofmanlarını ve koşu ayakkabılarını güçlükle araya araya bulmuş. Ayakkabılarını ayağına geçirirken  Mırın hâlâ  "Burada kalmalı, peynirin gelmesini beklemeliyiz"  diyormuş.

Kırın "Bazen bir şeyler değişir ve bir daha asla eskisi gibi olmaz. Bu da o zamanlardan biri. Hayat devam ediyor. Biz de devam etmeliyiz." demiş. Yeni peynirin ona getireceği güzel şeyleri düşünüp yeniden cesaretini toplamış. Korkusunun onu yenmesine izin vermemiş. Arkadaşını ikna edebilmek için son bir söz söylemiş ama yine boşunaymış.

DEĞİŞMEZSEN SÖNÜP GİDERSİN!