Umarım beğenmişsinizdir. Şimdi ikinci bölümde sıra. İyi okumalar.
2. BÖLÜM
Koklarca ve Koşarca aynı rutinlerini sürdürüyorlarmış.Her
sabah peynir istasyonunun etrafında dolanıyor, kokluyor, koşturup duruyormuş. "Bir
değişiklik var mı?" diye etrafı
kolaçan ediyorlarmış. Sonrada oturup peynirlerini yiyorlarmış.Bir gün birde
bakmışlar ki peynirden eser yok. Hiç şaşırmamışlar. Çünkü her gün peynirin
azaldığını bildikleri için kendilerini bu kaçınılmaz sona hazırlamışlar ve
içgüdüsel olarak ne yapacaklarını biliyorlarmış.Hemen boyunlarında hazır olan
koşu ayakkabılarını çıkarıp ayaklarına geçirmişler. Çözümleri basitmiş. Peynir
istasyonundaki durum değişmiş onların da
değişmesi gerekiyormuş. Hiç vakit kaybetmeden yeni peynir arayışına
girmişler.
Aynı gün Mırın ve Kırın 'da peynirlerinin yok olduğunu
görmüşler."Peynirimi kim kaptı?" diye haykırmışlar. Gözlerine
inanamıyorlarmış.Şaşkınlıktan donakalmışlar. Çünkü buna hiç hazır değillermiş. Peynir
onlar için çok önemliymiş. Uzun süre ne yapacaklarını düşünmüşler. Hiç bir şey
bulamamışlar. Başlarına gelen adaletsizliğe sövüp saymışlar. O gün eve aç ve
umutları yıkık bir şekilde gitmişler.
PEYNİR SENİN İÇİN NE KADAR ÖNEMLİYSE , ONU BULMAYI O KADAR
ÇOK İSTERSİN..
Ertesi gün İstasyona gitmişler hâlâ peynirlerini bulmayı ümit
ediyorlarmış.Ancak durum değişmemiş.Peynir yokmuş.Yine boş sözlerle zaman
kaybetmişler. Koklarca ile Koşarca akıllarına gelmiş. "Bizim bilmediğimiz
neyi biliyor olabilirler." diye
düşünmüşler. Mırın küçümseyerek "Onlar basit fareler ne biliyor
olabilirler ki... Biz insancıklarız, özeliz.Daha akıllıyız." demiş. Kırın "Ama
şu anda pek akıllıca davranmıyoruz. Burada bir şeyler değişiyor. Belki bizimde
değişmemiz bazı şeyleri farklı yapmamız gerekiyor." demiş.
Kırın bir öneride bulunmuş. "Belki de artık başımıza
neden bunlar geldi demektense, yeni peynir aramaya çıkmalıyız, ne dersin?"
Mırın karşı çıkmış. Çünkü yeni peynir ararken karşısına
çıkacak kötü durumları düşününce korkuyormuş.
Bu arada Koklarca ve koşarca labirentte bir ileri iki geri
bazen de çıkmaz yollara saparak bıkmadan usanmadan peynir aramışlar. Sonunda
aradıklarını bulmuşlar.Şimdiye kadar hiç görmedikleri büyük bir peynir
kaynağıymış buldukları.
Mırın ve Kırın hâlâ durum değerlendirmesi yapıyorlarmış.Artık
hiç peynirleri olmadığı için çaresizlermiş, giderek daha da öfkelenip
birbirlerini suçluyorlarmış.Kırın, fare
dostlarını düşünüyormuş. Onların peyniri bulup bulamadığını merak etmiş.
Labirentte ordan ora koştururken çok zorlandıklarına inanıyormuş. Bazen de yeni
peynir bulduklarını ve bunun tadını çıkardıklarını HAYAL ETMİŞ. Birden yeni
peynir bulmak için labirentte keşif gezisine çıkmanın kendisine ne kadar iyi
geleceğini düşünmüş. Nerdeyse peynirin tadını hissediyormuş. Peyniri ne kadar
gözünde net canlandırırsa arama isteği o kadar çoğalıyormuş.
Kırın "Hadi gidelim." demiş.
Mırın "Hayır! Burası çok rahat, üstelik dışarısı
tehlikeli." demiş.
Kırın, peynir aramak
için ne kadar fikir öne sürse de Mırın' ı hiç ikna edemiyormuş. Başarısız olma
korkusu yeni peynir bulma umutlarını yok ediyormuş.
Böylece insancıklar her gün AYNI ŞEYLERİ YAPMAYA DEVAM ETMİŞLER.
Olup bitenleri bir türlü kabul etmek istememişler. Her gün gerginlikleri, huzursuzlukları artmış. Kâbuslar görerek
uyanmaya başlamışlar. Açlık ve stres yüzünden giderek güçsüz düşüyorlarmış. Kırın
artık sıkılmaya başlamış. Sonunda kendi kendine gülmeye başlamış. "Bana
bak Kırın!" demiş.
"SÜREKLİ AYNI
ŞEYLERİ YAPIYORSUN, SONRA DA NEDEN HİÇBİR ŞEY DÜZELMİYOR DİYE SORUYORSUN .DÜZELSE
SAÇMALIK OLMAZ MIYDI?"
Kırın, labirente dönme
fikrinden hoşlanmıyormuş. Çünkü kaybolacağından eminmiş. Ama korkunun kendisine neler yaptığını görünce kendi
kendisiyle alay etmiş.Eşofmanlarını ve koşu ayakkabılarını güçlükle araya araya
bulmuş. Ayakkabılarını ayağına geçirirken
Mırın hâlâ "Burada kalmalı,
peynirin gelmesini beklemeliyiz"
diyormuş.
Kırın "Bazen bir şeyler değişir ve bir daha asla eskisi
gibi olmaz. Bu da o zamanlardan biri. Hayat devam ediyor. Biz de devam
etmeliyiz." demiş. Yeni peynirin ona getireceği güzel şeyleri düşünüp
yeniden cesaretini toplamış. Korkusunun onu yenmesine izin vermemiş. Arkadaşını
ikna edebilmek için son bir söz söylemiş ama yine boşunaymış.
DEĞİŞMEZSEN SÖNÜP GİDERSİN!