BAŞIMIN ÜSTÜNDE YERİN VAR "HOŞGELDİN YALNIZLIĞIM"
"Yalnızlık paylaşılmaz ,
paylaşılsa yalnızlık olmaz."
Yalnızlığı anlatan en güzel söz olsa
gerek...Galiba ben yalnızlığı seviyorum. Her ne kadar beni yorsa da "seviyorum ülen seni"
Yalnızlık kendinle kalabilmenin ödülü
bence.Ya da kendini sevip, sarıp sarmalayıp pamuklarda uyutmak için bir fırsat.
Kendimize şöyle uzaktan bakıp kim
olduğumuzu çözebilmek için yalnızlık
bize sunulan bir ziyafet mi acaba...
Ya da saçmalama fırsatı şimdi olduğu
gibi...
Bir de "Yalnızlık Allah'a
mahsustur." derler. Niye böyle söylerler acaba. Buna kafa yorarsam bir
yazı da burdan çıkar. Sonra yazayım bunu da.
"Allah kimseyi yalnız bir başına
bırakmasın" dualarıyla başlamayı istiyorum asıl anlatacağım bölüme.
Aslında herkes bir parça yalnız değil midir? O kadar insanın içinde bile
hepimiz bazen yalnızızdır. Dalar
gözlerimiz uzaklara orda değilizdir. Kafamızdan bin türlü düşünce geçer. O an
bulunduğun ortamdaki bir ses, bir bakış,bir kelime, minicik bir hareket yada
söylenen bir şarkı başka diyarlara götürmeye yetmiştir.Hatırladığımız her ne
ise gözümüzün önünden bir film şeridi gibi geçer. Göz bebeklerimiz ya kısılır
ya açılır belki de nemlenir.Dudaklarımız ya tebessüm eder şanslıysak ya da
aşağı doğru sarkar hafif eğilerek, birazcıkta çenemiz titrer belki.Kalbimiz
hızlanmaya başlar. Bedenimiz öylece kalır. Sanki her şey hareket eder bir tek
sen öylece kalırsın.Bir süre o filmi izlersin. Yüz ifaden ara ara değişir ama
sen bilmezsin çünkü orda değilsindir.
Gittiğin yer nerdeyse ordasındır.Ya mutlusundur o anın bir daha yaşanmayacağını
bilerek yüzünde bir hüzün belirir, yada keşkelerle dolu bir ifaden olur
kimbilir...
Sonra...
Seni farkedenler şöyle bir yüzüne
doğru el sallar. "Heeeyyy uyan!" diye.İşte o an dönüverirsin gerçekliğe,
insanların içine. "Ne oldu ? Ne düşünüyorsun? " derler. Sen de
"Neler olmadı ki Ah bir bilsen" dersin tabi ki içinden. Elini sallarsın sen de
"Boş ver sonra anlatırım " der geçiştirirsin. O an söylemek paylaşmak
imkansızdır.Belki sonrasında da hiç paylaşılmayacaktır.Hep kendi içimizde
yaşanacaktır.Bazı şeyler vardır ki bir tek kendinle paylaşırsın ancak. Kendinle
paylaşmak bile yeteri kadar zordur bazı yaşananlar.
Çünkü her hatırlayış kalpte bir
yaradır. Küllenen ateşe "üff" demektir. Bir de dillendirerek
anlatılırsa giderek açılan bir yara olur. En iyisi "üff" demektir,
dersin. Boş ver, yüzüne sahte bir gülücük kondurursun geçiştirirsin.
İşte böyledir yalnızlık birileriyle
beraberken bile paylaşamamaktır.Gözlerini yatırırp ıraklara beklemektir artık
olmayan sevgiliyi.
Anlatmak isteyipte anlatamamaktır
içinde bir volkan gibi birikenleri
Zili çalmadan anahtarla açılan bir
kapının sesini duymayı özlemektir yalnızlık
Hastalandığında kendi kendine bakman
gerektiğini anlamaktır
Nazlanacağın biri var sa o da
kendinsindir kendine.
"Sevebilecek miyim" yeniden
ihtimalini bile düşünememektir yalnızlık
Sevgiyle kollarında huzur bulup,
sarılıp sarmalanma ihtimalini hayal etmektir yalnızlık
Özenle hazırladığın yemeği kendinle
paylaşmaktır yalnızlık
Koca yatağı bir başına paylaşmaktır,
döne döne, ister sağa, ister sola, ister çapraz farketmez. Fena da değil
hani...
Aman bee..
Yalnızlık "kapıya bastırılacak
bir şey değil" işte.
Hani sevilmeyen insanlar için bizim
bu yörede söylenen bir deyim vardır. "Kapıya bastıracak biri değil"
Kabul edilmez istenmez anlamında. İşte öyle bir şey bu yalnızlık.
Olsun ya. Gel benim yalnızlığım gel. Seni bir tek ben anlarım. Bir tek ben
severim seni.
H.UYAR