17 Eylül 2013 Salı

SAKIN GÖNLÜMÜZ KABARMASIN

Bir hikaye:

Bir gün Allah'ın sevgili dostlarından birisi, misafiriyle çadırında sohbet ediyormuş. Hizmetkarlardan birisi feryat ederek gelmiş. " Kırk deveniz sele gitti." Seyid'in yüzünde tek kıl oynamamış. Sadece dönmüş kalbine bakmış, sonra sağ elini göğsüne koyarak "hamdolsun" demiş. Hiçbirşey olmamış gibi sohbet etmeye devam etmiş.

Zaman geçmiş aradan, yine hizmetkar bu defa güle oynaya " Kırk dişi keçiniz, kırk dişi oğlak doğurdu." Seyid'in yüzünde yine tek kıl oynamamış. Dönmüş kalbine bakmış, sağ elini göğsüne koymuş " hamdolsun" demiş.

Konuğu çok şaşırmış bu duruma. " Az evvel bir felaket haberi aldın üzülmedin. "Hamdolsun" deyip geçtin. Ardından bir müjde geldi, sevinmedin yine "Hamdolsun" dedin. Bana davranışını açıklar mısın?

Seyid şöyle der: Kötü haber geldiğinde kaygılandım, hemen gönlüme baktım, bir üzüntü kararma var mı diye, yoktu. Şükrettim hamdolsun dedim. İyi haber gelince yine kaygılandım, hemen gönlüme baktım. Bir şisme, kabarma, taşkınlık var mı diye, yoktu. Yine şükrettim hamdolsun dedim.

"Mal, mülk, servet gelir gider sevgili konuğum. Ama gönlün bir kez karardı mı yada kabardı mı onu eski haline zor getirirsin"