17 Eylül 2013 Salı

YILDÖNÜMÜ

26  Temmuz,
Tam 21 yıl önce bir cumartesi günüydü evlenmiştik. Düğünün verdiği bir heyecan ve şu telaş bir bitse de birbirimize kalsak diye...
Zaman akıp giderken beraberinde bir çok hatıraları da bırakarak gidiyor. Daha çok beraber olalım  diye kavga verirken meğer ne çok anı biriktirmişiz. Farkettikçe şaşırıyorum.Hep söylenirdim. Hafta sonu geldiğinde beraber olamıyoruz, sen çekip gidiyorsun, ben yalnız kalıyorum,ne var beraber bir yerlere gitsek, piknik yapsak diye..Sürekli sana dayatırmışım meğer. Şunu yapalım, bunu yapalım,falancalar ne güzel geziyor, bizi çağırıyorlar biz de onlarla gidelim falan filan...Oysa hepsi boşmuş. " Birbirini özgür bırakabildiğin kadar sahipmişsin meğer."
Sinirli olmasa, hoşgörülü olsa, sakin davransa şöyle davransa  böyle davransa sanki evliliğimiz daha iyi olacakmış gibi.. Oysa onu öyle kabul edebildiğin kadar güzel olacakmış her şey, " olduğu gibi değiştirmeden."
Ben hoşgörülü olmasam, sabırlı olmasam anlayışlı davranmasam sanki evliliğimiz çabucak bitecekmiş gibi  kendime ne çok kıymet vermişim.Oysa senin beni o tamamlayan yanın olmasaymış zaten hiç olmazmış.Senin o koşulsuz sevgin olmasa bir araya hiç gelemezmişiz. Giderayak bana sevmeyi de öğrettin ya pes doğrusu. Seni çok hafife almışım." Sevmek demek emek vermek demekmiş. Emek vermek ise vazgeçemeyecek kadar özgür bırakmakmış. "Seni kaybettiğimde anladım. Affet beni.
Ben şanslıyım derdin hep. Ben de şanslı olmayı senden öğrendim.Belki doğarken değil ama sonradan şanslı olanlardanım ya da bunu fark edenlerdenim sayende...
Bütün doğru bildiklerim iflas etmiş durumda.
Canım, hayata dair bana ne çok şeyi öğreterek  ayrılıyorsun yaşamımdan. İyi ki vardın benim için, bana rağmen.
Seni,  sana ve  başka bir boyutta ihtiyacı olanlara bırakıyorum.
Kendimi yeniden yaratmak için.

Kalbimin en güzel yerindesin seni çoook seviyorum.