Ne demeli şimdi
Bir çiğdemin toprağı yırtışını
seyredişine
Göğe mi dokunmalı ucuna mı körpe
filizin
Ah Mustafa Ahh. Daha ne zamana kadar
sürecek böyle durumlar dersin.. .. Tam diyorum artık rahatlıyorum, hayatım olması gereken akışında devam etmeye
başlıyor. Bir "oh" diyorum içimden Allahım başka dert verme. Verdiklerine
şükürler olsun. Ne yapalım, herkesin hayatta bir sınavı var, bizim sınavımızda
bu...sağlığımız yerinde, sevdiklerimiz yanımızda, parasal bir sıkıntımız yok.Oğlum
istediği bölüme gidiyor, üstelik yakınımda yanımda sayılır. İstediğim an gider
görürüm. daha ne Allahtan belanı mı istiyorsun. Binlerce şükret haline...
Dün
yıllardır görüşmediğimiz üniversiteden arkadaşım vardı ya hani. En son
düğünümüzde gelmişlerdi. Ondan sonra daha görüşmedik işte. Yirmi küsür sene
olmuş. Feysten nihayetinde buluştuk. Birbirimizin telefonunu verdik. Görüşelim diye.Akşam beni aradı.
Sesini duyunca çok sevindim. Yıllar önce hiç ayrılmayan bir üçlüydük. Cavide
Hatice ve ben...Yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi. O yıllardaki arkadaşlıklar
bambaşkaydı. Şimdilerde kuramazsın öyle arkadaşlıkları. Telefonda sesini
duyunca sanki onca geçen seneler silindi dün ayrılmışta bugün "ne
yapıyorsun" der gibi olduk. Eskileri konuştuk, gülüştük, arada
hüzünlendik. bugüne kadar neler yaptıysak paylaştık.Eski dostlukların ne kadar
önemli olduğunu bir kez daha anlayarak birbirimizi kalplerimizin en güzel
yerine iyice yerleştirdik. Herhalde bir saate kadar konuşmuşuz. Telefonu
kapatırken "Havvacığım Mustafa'ya selamlar, tekrar görüşmek üzere"
dedi. Bir an durdum. Sadece "görüşmek üzere diyebildim. Telefonu kapattım.
Diyemedim seni kaybettiğimi. Artık hayatımda olmadığını, başka diyarlara bensiz
gittiğini.... Diyemedim işte...