17 Eylül 2013 Salı

HOŞGELDİN YALNIZLIĞIM

BAŞIMIN ÜSTÜNDE YERİN VAR  "HOŞGELDİN YALNIZLIĞIM"

"Yalnızlık paylaşılmaz , paylaşılsa yalnızlık olmaz."

Yalnızlığı anlatan en güzel söz olsa gerek...Galiba ben yalnızlığı seviyorum. Her ne kadar beni yorsa da  "seviyorum ülen seni"

Yalnızlık kendinle kalabilmenin ödülü bence.Ya da kendini sevip, sarıp sarmalayıp pamuklarda uyutmak için bir fırsat.

Kendimize şöyle uzaktan bakıp kim olduğumuzu çözebilmek için  yalnızlık bize sunulan bir ziyafet mi acaba...

Ya da saçmalama fırsatı şimdi olduğu gibi...

Bir de "Yalnızlık Allah'a mahsustur." derler. Niye böyle söylerler acaba. Buna kafa yorarsam bir yazı da burdan çıkar. Sonra yazayım bunu da.

"Allah kimseyi yalnız bir başına bırakmasın" dualarıyla başlamayı istiyorum asıl anlatacağım bölüme. Aslında herkes bir parça yalnız değil midir? O kadar insanın içinde bile hepimiz  bazen yalnızızdır. Dalar gözlerimiz uzaklara orda değilizdir. Kafamızdan bin türlü düşünce geçer. O an bulunduğun ortamdaki bir ses, bir bakış,bir kelime, minicik bir hareket yada söylenen bir şarkı başka diyarlara götürmeye yetmiştir.Hatırladığımız her ne ise gözümüzün önünden bir film şeridi gibi geçer. Göz bebeklerimiz ya kısılır ya açılır belki de nemlenir.Dudaklarımız ya tebessüm eder şanslıysak ya da aşağı doğru sarkar hafif eğilerek, birazcıkta çenemiz titrer belki.Kalbimiz hızlanmaya başlar. Bedenimiz öylece kalır. Sanki her şey hareket eder bir tek sen öylece kalırsın.Bir süre o filmi izlersin. Yüz ifaden ara ara değişir ama sen bilmezsin çünkü  orda değilsindir. Gittiğin yer nerdeyse ordasındır.Ya mutlusundur o anın bir daha yaşanmayacağını bilerek yüzünde bir hüzün belirir, yada keşkelerle dolu bir ifaden olur kimbilir...

Sonra...

Seni farkedenler şöyle bir yüzüne doğru el sallar. "Heeeyyy uyan!" diye.İşte o an dönüverirsin gerçekliğe, insanların içine. "Ne oldu ? Ne düşünüyorsun? " derler. Sen de "Neler olmadı ki Ah bir bilsen" dersin  tabi ki içinden. Elini sallarsın sen de "Boş ver sonra anlatırım " der geçiştirirsin. O an söylemek paylaşmak imkansızdır.Belki sonrasında da hiç paylaşılmayacaktır.Hep kendi içimizde yaşanacaktır.Bazı şeyler vardır ki bir tek kendinle paylaşırsın ancak. Kendinle paylaşmak bile yeteri kadar zordur bazı yaşananlar.

Çünkü her hatırlayış kalpte bir yaradır. Küllenen ateşe "üff" demektir. Bir de dillendirerek anlatılırsa giderek açılan bir yara olur. En iyisi "üff" demektir, dersin. Boş ver, yüzüne sahte bir gülücük kondurursun geçiştirirsin.

İşte böyledir yalnızlık birileriyle beraberken bile paylaşamamaktır.Gözlerini yatırırp ıraklara beklemektir artık olmayan sevgiliyi.

Anlatmak isteyipte anlatamamaktır içinde bir volkan gibi birikenleri

Zili çalmadan anahtarla açılan bir kapının sesini duymayı özlemektir yalnızlık

Hastalandığında kendi kendine bakman gerektiğini anlamaktır

Nazlanacağın biri var sa o da kendinsindir kendine.

"Sevebilecek miyim" yeniden ihtimalini bile düşünememektir yalnızlık

Sevgiyle kollarında huzur bulup, sarılıp sarmalanma ihtimalini hayal etmektir yalnızlık

Özenle hazırladığın yemeği kendinle paylaşmaktır yalnızlık

Koca yatağı bir başına paylaşmaktır, döne döne, ister sağa, ister sola, ister çapraz farketmez. Fena da değil hani...

Aman bee..

Yalnızlık "kapıya bastırılacak bir şey değil" işte.

Hani sevilmeyen insanlar için bizim bu yörede söylenen bir deyim vardır. "Kapıya bastıracak biri değil" Kabul edilmez istenmez anlamında. İşte öyle bir şey bu yalnızlık.

Olsun ya. Gel benim yalnızlığım  gel. Seni bir tek ben anlarım. Bir tek ben severim seni.


H.UYAR