PAZAR ALIŞVERİŞİ
Bugün sabah saat sekizde pazardaydım.
Özlemişim sabahları pazar alışverişi yapmayı. Arabanın yokluğu bazı
alışkanlıkları değiştiriyor ne yaparsınız. Sabah alışverişini çok severim nedense? Her şey tazeciktir, canlıdır, diri diridir.
Henüz ellenmemiştir, seçilmemiştir.İlk sen elleyeceksindir onları. Bizim Mut
pazarının en sevdiğim özelliğidir seçerek almak, beğendiğini almak. O
yeşillikler, meyvelerin her çeşidi sebzelerin hepsi "beni de beni de al"
diye yalvarırlar sanki..Sebzeler.. meyveler..
Güneşin o bunaltıcı sıcağına henüz kendini bırakmamışlardır. İşte böyle
her şeyin çok mükemmel olduğu bir zamanda, pazarın en pahalı olduğu bir zaman olsa da pazar alışverişi
beni müthiş keyiflendirir. Ayrı bir canlılık gelir bana; sanki oradaki her
şeyin enerjisi bana geçermiş gibi olur. Neyse fazla uzatmayayım. Alışverişimin
çoğunluğunu yapmıştım. Bir de incir almayı istiyordum. Zamanı geçiyor yavaş
yavaş ...Baktım tezgahlarda az bulunuyor. Bulunanlarda güzel değil. Baktım bir
köylü incirleri dizmiş sandığa güzelce, hani bayağı iyi "ye beni"
diyorlar. Hemen yaklaştım. "Kaç para?
Köylü:"Beş lira. Düşündüm
pahalı, ama olsun "iki liralık alayım yeter"diye düşündüm. Poşet
uzattı, ben de en zevk aldığım işi yaparak elimin beğendiği incirleri nazikçe
seçmeye başladım. "Abla seçemezsin,
bir sıradan almak zorundasın demez mi? Canım sıkılmadı dersem yalan
olur."Hem pazarda incirin azlığını fırsat bilip fiyatı iki katına çıkarmış
hem de seçtirmiyor.Nasıl olur ya " diye geçiriyorum içimden. Nerdeyse kavga edeceğim. Adama ne
diyebilirsin ki... bakıp beslemek zorunda olduğu bir evi yuvası var belli. Onun
için bu bir fırsat, fırsatı değerlendirmesi lazım.Tabi ki fiyatı iki katına
çıkaracak. Doğaldır. Ben de en doğal hakkımı kullanarak almamayı tercih ettim.
"Teşekkürler" dedim. "Abla sen bilirsin " dedi. Uzaklaştım
oradan. (Tabi ki ben bilirim.)
Sonra ne oldu biliyor musunuz? Yoğurt
alacaktım benim eski köylülerimden. Yoğurdu alırken gözüme yan tezgahta
incirler ilişti. Ama var ya nasıl? Dalından
yeni kopmuş, henüz toplanmış, olgun,
balı akıyor hafifçe. "Kaç lira?" dedim "iki lira? dedi. "
Hemen bir kilo alayım" dedim. Elimin beğendiğini alırken bir tanesini de
oracıkta mideye indiriverdim. Altın bulsam bu kadar sevinmezdim. Neşeyle
pazardan ayrıldım. Bugün ki maceramız da buydu.
Kıssadan hisse; eğer ağız dalaşına
girseydim yada adamla kavga etseydim bütün enerjimi alacak pazar keyfimin içine
okuyacaktı adamcağız.Üstüne üstlük incir de
bulamadan gidecektim belki. Ama ona da hak verdim. Ben aradığım en güzel
inciri buldum. Umarım o da incirden beklediği parayı kazanmıştır.