17 Eylül 2013 Salı

PAZAR ALIŞVERİŞİ

PAZAR ALIŞVERİŞİ

Bugün sabah saat sekizde pazardaydım. Özlemişim sabahları pazar alışverişi yapmayı. Arabanın yokluğu bazı alışkanlıkları değiştiriyor ne yaparsınız. Sabah alışverişini çok severim nedense?  Her şey tazeciktir, canlıdır, diri diridir. Henüz ellenmemiştir, seçilmemiştir.İlk sen elleyeceksindir onları. Bizim Mut pazarının en sevdiğim özelliğidir seçerek almak, beğendiğini almak. O yeşillikler, meyvelerin her çeşidi sebzelerin hepsi "beni de beni de al" diye yalvarırlar sanki..Sebzeler.. meyveler..  Güneşin o bunaltıcı sıcağına henüz kendini bırakmamışlardır. İşte böyle her şeyin çok mükemmel olduğu bir zamanda, pazarın en pahalı  olduğu bir zaman olsa da pazar alışverişi beni müthiş keyiflendirir. Ayrı bir canlılık gelir bana; sanki oradaki her şeyin enerjisi bana geçermiş gibi olur. Neyse fazla uzatmayayım. Alışverişimin çoğunluğunu yapmıştım. Bir de incir almayı istiyordum. Zamanı geçiyor yavaş yavaş ...Baktım tezgahlarda az bulunuyor. Bulunanlarda güzel değil. Baktım bir köylü incirleri dizmiş sandığa güzelce, hani bayağı iyi "ye beni" diyorlar. Hemen yaklaştım. "Kaç para?  Köylü:"Beş lira.  Düşündüm pahalı, ama olsun "iki liralık alayım yeter"diye düşündüm. Poşet uzattı, ben de en zevk aldığım işi yaparak elimin beğendiği incirleri nazikçe seçmeye başladım.  "Abla seçemezsin, bir sıradan almak zorundasın demez mi? Canım sıkılmadı dersem yalan olur."Hem pazarda incirin azlığını fırsat bilip fiyatı iki katına çıkarmış hem de seçtirmiyor.Nasıl olur ya " diye geçiriyorum içimden.  Nerdeyse kavga edeceğim. Adama ne diyebilirsin ki... bakıp beslemek zorunda olduğu bir evi yuvası var belli. Onun için bu bir fırsat, fırsatı değerlendirmesi lazım.Tabi ki fiyatı iki katına çıkaracak. Doğaldır. Ben de en doğal hakkımı kullanarak almamayı tercih ettim. "Teşekkürler" dedim. "Abla sen bilirsin " dedi. Uzaklaştım oradan. (Tabi ki ben bilirim.)

Sonra ne oldu biliyor musunuz? Yoğurt alacaktım benim eski köylülerimden. Yoğurdu alırken gözüme yan tezgahta incirler ilişti. Ama var ya nasıl?  Dalından yeni kopmuş, henüz toplanmış,  olgun, balı akıyor hafifçe. "Kaç lira?" dedim "iki lira? dedi. " Hemen bir kilo alayım" dedim. Elimin beğendiğini alırken bir tanesini de oracıkta mideye indiriverdim. Altın bulsam bu kadar sevinmezdim. Neşeyle pazardan ayrıldım. Bugün ki maceramız da buydu.


Kıssadan hisse; eğer ağız dalaşına girseydim yada adamla kavga etseydim bütün enerjimi alacak pazar keyfimin içine okuyacaktı adamcağız.Üstüne üstlük incir de  bulamadan gidecektim belki. Ama ona da hak verdim. Ben aradığım en güzel inciri buldum. Umarım o da incirden beklediği parayı kazanmıştır.